28 Temmuz 2012 Cumartesi

Gönlüm Seni Seçti



Gönlüm Seni Seçti

Sen varsan ben de varım!
Biz birlikte böyle çıkmıştık hayat denilen bu yola!
Ellerin tenime dokundurarak
Bu şehirde tükenmişliğime umut oldun her zaman!

Hayat böyle bir şey işte
_______Bir yağmurun yağması gibi!
Sağanak ile başlarsın bittiğinde yoksun!
Sende öyle girdin damla damla
_______ vücudumun her bir zerresine...

Canım her yandığında
Sen merhem oldun, yüreğini sürdün gönlüme
Şimdi sorma ne olur nereye gidiyorsun,
Bu hayat denilen oyunda
          Beni çelişkilerle bırakarak?

Sana verecek hiç bir cevabım yok
Kelimeler o kadar kifayetsiz kaldı ki dilimde
Nasıl anlatırım bilmem seni yarı yolda bırakmaları
Yüreğim uzak ötelere göçe hazırlanıyor!

Ne olur varlığımı gözlerimden silme
Gitmediğimi söyle, bu yaralı kalbine
Gittiğim yerde de  her yanım sen olursun,
Ne yapsam beni senden söküp alamıyorum
              gönlüm seni seçti bir kere ....

Gözlerim uzak ufuklara yelken açıyor
Yanımdayken bile çok uzağımdasın
Geri dön sil artık gözyaşım, son kere!
Baksana yüreğin demir aldı gayrı!
Dönüşü olmayan uzak sensizliklere……
 
2012-07-28
Abdullah Oral 

27 Temmuz 2012 Cuma

Dokunamıyorum



Dokunamıyorum

Yalnızlığıma dar geliyor bu dağlar
Yüreğin koyaklarda seken bir ceylan
Vurulmuş kuşluk vakti sekerken taştan,
Düşmüşüm sanayinin kirli yollarına
Uzanıyorum; yarına
______ Ellerim kırık dokunamıyorum.

Esirliğin gözyaşına inat!..
Yine de kardelenler uç veriyor karakışımda
Bir yerlerde gökkuşağı beliriyor rengârenk.
Yırtarcasına aralıyorum bulutları ellerimle,
Uzanıyorum; yarına
______ Ellerim kırık dokunamıyorum.

İçime akıtıyorum gözlerimi.
Mazgalından ışıklar süzülüyor yüreğimin
Dilimde nehir oluyor sevda türküleri!
Başlıyor dökülmeye dudaklarımın çağlayanımdan,
Savruluyorum kıyılarından yosun bağlamış hücremin!
Uzanıyorum; yarına
______ Ellerim kırık dokunamıyorum!...

Duygularım mazgalından,
________Işık gibi süzülüyor gözlerim
Savruluyorum başıboş bozkır rüzgârlarında,
Titremese de  yüreğim eskisi kadar
Rüzgarların dokunuşundaki ürpertiyi
________Hissederek yaşadım ya sende!
Uzanıyorum; yarına
______ Ellerim kırık dokunamıyorum!...


Abdullah Oral

Kendimi Kendimde Bulamıyorum




Kendimi Kendimde Bulamıyorum

Aşkın ateşiyle yaktın özümü
Yar seni gönlümden silemiyorum
Aşk olup gezersin damarlarımda
Kendimi kendimde bulamıyorum

Nettin güzel söyle beni neyledin
Aşkın sahrasında mecnun eyledin
Dünyayı kalbura koydum eledim
Kendimi kendimde bulamıyorum

Gözlerine dalıp kayboldum sende
İçimde titreyen alevsin tende
Hayrı hem gecemde hem ide günde
Kendimi kendimde bulamıyorum

Yar benden gittiğin o günden beri
Vurguni avare gönlüm serseri
Beğendin mi ardındaki eseri
Kendimi kendimde bulamıyorum.

A Oral

Yüreğimde İbrahim’in Sesi Var


Yüreğimde İbrahim’in Sesi Var

Ben bu kavgaya yürek verenin sevdalısıyım. 
Alanlarda yalnız bırakma beni ki
                               Büyümesin yalnızlığım.
Bil ki ben senin dirilişinin varlığıyım.
Ondandır işkencede yargısız katlolduğum..

Ben bu kavganın erguvanlı çiğdemli çiçeğiyim
Bak işte gelincikler açmış
İşkence darbeleriyle bedenimde
Ellerimde hürriyet baharının mor sümbüllü

Geldim eğilen başlar üzerine dikleşmeye
Düğün kınasıyla kınalayacağım yeryüzünü.
Ben öfkeyim zorbanın esaretine dikleşen!..

Özüm karanfillerin kızıl rengine vurulmuş
Güneşi çalınan ormanların özgürlüğüyüm.
Anadolu gibi bilenir dilimde sevdası hürriyetin
Bütün halkların sevdalısıyım yetmiş iki milletin!..

Saçarlımı rüzgara
            Göğsümü hain kurşunlara açmışım 
Başımda çıldıran bir kızıl bayrak düşlerinde
Ve sonra top. top gülücükler açacak
Çocukların yaralı kirli yüzlerinde!...

Boynumda zincir ayaklarım yalın çıplak
Parmaklarım buz kesiği!
Şehirlerde aç yatan
Köprü altı çocuklarını düşünüyorum!
İşkencede direncim oluyor çocukların çığlıkları
Biliyorum ben çözülürsen çocuklar ölecekler…

Yılmadı yıldıramadı İbrahim kaypak kayayı zulüm
Bedenindeki işkence darbelerine aldırmadan
Dudaklarından son sözlerle
O hala sevdayla aşkla umut devrediyor yarına!

Bedenim sizin mutluluğunuza açmış kızıl karanfil!
Gayrı yüreğimin kapılarını,
Karanlığın, açlığın, yalnızlığın,
Ve kimsesizliğin, bitişine açıyorum şimdi!.

Karaltında nasıl güçlenerek kalkıyorsa buğday taneleri!
Gün gelir benimde öylesine dikleşir başım
Ayaklanır kalkar düşüncelerim!
  Ambarda buğday,
       Testinizde su,
             Tencerede aş,
                  Çıkınınızda ekmek olmak için!..........

A Oral

Yeşil Ünye Yolu



Yeşil ÜnyeYolu

Yeşil Ünye! m yolun aşkın yoludur
Ömür hasretinle sökülür gider
Yalı boyu âşıkların doludur
Hasretin dağ olur yıkılır gider

Sarp kayalar yol keser yol vermezse
Bülbül neyler gül dalını sarmazsa
Yiğit sevdiğinden vefa görmezse
Ölmeden kabrine çekilir gider

Kaleden aşağı esince yelin
Sevdiğinden ayrı düşerse gelin
Akçay ırmağından taşınca selin
Gözlerim içime dökülür gider..

Vurguniyim gülüm bağda solunca
Durmak olmaz gayrı limit dolunca
Hasretin içinde volkan olunca
Canım bedenimden sıkılır gider

Abdullah Oral

Gönül Sazım



Gönül Sazım

Sen gittin yar hallerimi
Bilenim olmaz neyleyim
Kanayıp giden gözümü
Silenim olmaz neyleyim

Yar gönlüm mahşer yerinde
Sarılmaz yaram yarında
Köleyim aşk pazarında
Alanım olmaz neyleyim

Sensiz dumanlandı başım
Belli değil yazı kışım
Zehir olur ekmek aşım
Bölenim olmaz neyleyim

Perdelerde saklı nazım
Tezenede gizli sızım
Paslandı gönülde sazım
Çalanım olmaz neyleyim

Duygularım sensiz esir
Gelen günler olur asır
Yüreğim hep hüzün taşır
Gülenim olmaz neyleyim

Bir unut yok gelen günde
Yüreğin esirdir sende
Kendimi ararım bende
Bulanım olmaz neyleyim

Gayrı Vurguni yaşlandı
Dillenen gönül uslandı
Kapımda kilit paslandı
Gelenim olmaz neyleyim 

Abdullah Oral

Giderim



Giderim

Gelir günler o gün çalar kapımı
Hayat denen yoldan döner giderim
Dünyaya bırakıp gönül tapumu
Bir kıvılcım olur söner giderim

Tomurcuk çiçeğim dalda solarsa
Bülbüller gül için heder olursa
Hüzün yine gelip beni bulursa
Yıkılır dağımdan, çınar giderim.

Sevgi yağmurunda gönül ıslandı
İçimdeki haylaz çocuk uslandı
Deli gönül gayrı aşksız paslandı
Bahar yağmurları diner giderim.

Emekçinin bitmez kederi yası
Sevgisiz silinmez gönlünde pası
Kimseler duymuyor yürekte sesi
Sızılar içime siner giderim.

Gönüllere ekttik sevgi gülünü
Mecnunla dolaştık sahra çölünü
Taşıdım yürekte şiir selini
İçimden dökülür pınar giderim.

Vurguni geriye baktım her şey boş
Çok günler yaşadım iyi güzel hoş
Gönül aşka doymaz yaralı bir kuş
Ölümün dalına konar giderim!........

Abdullah Oral.

Şair ve yaşam



Şair ve yaşam

Karanlığa teslim olunca Şair, 
Aydınlığa sızan yol olmak ister,
Haksızlıklar hüküm sürdüğü zaman,
Kavgayı haykıran dil olmak ister,

İşçi susar olur yedi kumalı
Taban patlak mintan dokuz yamalı
Toplum aynasıdır, aşkın hamalı,
Gönüllerde açan gül olmak ister,

Şiirlere sığmaz Şair ve yaşam
Kaf dağında tutsak salınmaz neşem
İçindeki sevda seliyle taşan
Sevdalı dudakta bal olmak ister

Dost bildiği olur bir karaçalı
Kendini bulamaz başı dalgalı
Güzele hayrandır, hakka sevdalı
Duygularla taşar, sel olmak ister,

Özgürlük destandır bayraktır şiir
Hürriyeti düşler her deli şair
Dilinde isyanı yüreği mahir
Göndere çekilen al olmak ister.

Vurguni sevdaya salar gönlünü
Yar için secdeye koyar alnını
Zulasın da saklı tutar yarını
Doğruya götüren yol olmak ister.

Abdullah Oral

26 Temmuz 2012 Perşembe

Yorgun Bakışlar





Yorgun Bakışlar

Sen gönlündeki O zinciri kırdığın günden beri
Gayrı vazgeçilmezliğim içimdeki kanayan ırmak
Kaptırmışım kendimi sana, 
Akıyorum başı boş zamanlara
Oysa gökten düşen yağmur damlası gibiydi,
                                                hayatıma girişin!.....

Şimdi kızıl bir aydınlığın yorgunluğu bileklerinde
Elleri sımsıkı sarılmış bir demet karanfile
Büyük bir özlem sonrasına,
                                 yorgun bakışlar bunlar!..

Kakül dökülür hilal kaşlarının üstünede
Garip bir mazumiyet gamzeli yanaklarda
Ki dokunsam yanakları avuçlarıma düşer!..

Eyvallahı olmayan zamanlardan geliyorum
Dokunsam gözlerine bir sevda seli ki!
İkişer ikişer düşer yüreğimin taneleri
                                       Gözlerimden!.....

Abdullah Oral

23 Temmuz 2012 Pazartesi

Firari Duygular


Firari Duygular

Gözlerim kifayetsiz  rüyalarda
Başlıksız Şiirler dökülüyor dilimden
Her mısra sonu
_________Sen yoksun diye bitiyor
Yokluğun üşütür soğuk mor gecelerde

Ellerim ölesiye yorgun bedenime
Kavuşamaz acılarımı dindiren olur mu
Yoksun avunurum kelimelerle 
__________Işıklı mavi gecelerde!

Şimdi deli yelin karşısın da
İç çekişleri alsam da arkama
Bulutları çırılçıplak soyabilsem
Gök mavişi bir mintan giysem yarına
Gözlerimdeki gök kuşağı olsan!.. 

Avuç açsam dilekleri kabul edene
O an ağlasam haykırsam
Seni istesem, sensizliğe kırık kollarıma
Susuz kalan çiçeğim suya kavuşurmu?

Şimdi:
Sensizliğe bir şeyler savruluyor içimde
Aşk acılara tutundu da ,
_____Duygularım  firar ediyor gayrı
Ki konacak bir dal bulunmaz
Rüzgarın tozu ,güneşe konar mı?

Yokluğunla firarda içimdeki ben

Yüreğim:
Ağlanmadık kıyısı kalmayan bir kuytu
Yeminlerde bozulurmuş bağlar gibi.
Hani yalnız ben olacaktım!
Haklısın ortada yalnızlığım…

Ardından:
          Ben beni senden çıkardığında
Kocaman bir hiç kaldı geride,
Şimdi gördüğün her duvara iyi bak
Her duvar
        Kendini bulamayan ben olacağım…

Abdullah Oral